Yurtdışında yaşayan gurbetçilerimiz 3201 sayılı yurtdışı borçlanma kanunundan faydalanarak Türkiye’de yurtdışı sürelerini borçlanarak emeklilik hakkı alabiliyorlar. Ancak Türkiye’deki emeklilik haklarını düzenleyen sosyal güvenlik kanunları değişik zamanlarda yapılan çalışmalara değişik maaş bağlama oranları uyguladığından bilinçsiz ve yanlış yapılan yurtdışı borçlanmaları neticesi düşük emekli aylıklarının bağlanmasına ve gurbetçimizin mağduriyetine sebebiyet veriyor.
Bunda da en büyük sebep karmaşık yapıda olan bu düzenlemelerden en kârlı şekilde yaralanma konusunda bir
uzman kişi yardımının alınmaması. Gurbetçimiz “Ben neden iki kağıt doldurmaya para vereyim” diyerek ya kendisi, ya da Türkiye’de SGK memurları ile borçlanma işlemini yapıyor. Fakat emekli maaşı doğru borçlanma yapıp aynı bedeli yatıran emsallerine göre düşük gelince soluğu avukatta alıyor.
Biz açık ve net olarak gurbetçi vatandaşlarımızın henüz emekli maaşları bağlanmamış veya bağlanmakla beraber henüz emekli maaşlarını çekmemişlerse izleyecekleri yolu başka bir makalemizde izah etmiştik.
Makale için tıklayınız : Benim emekli maaşım neden düşük?
Peki emekli maaşı çekilmişse hangi yol izlenmeli?
Şunu biliyoruz ki, emekli maaşı bağlanmış ve maaş çekilmiş ise borçlanma işlemini iptal edip borçlanma bedellerini geri çekerek yeniden doğru bir borçlanma işlemi ile maaş düzeltmesi yapılamaz. O halde geriye sadece mahkeme yolu kalıyor.
Örnek verelim ; Gurbetçimiz Almanya’dan emekli, Türkiye’den de yanlışlıkla 1979-2014 yılları arasında 5000 gün borçlanıyor ve bedelini yatırıyor. Ancak emekli maaşı 1600 TL olacağına 1000 TL olarak bağlanıyor. Ve bu 1000 TL’lik emekli maaşını birikmişi ile birlikte çekip harcıyor. Oysa vatandaşımız bilinçli bir şekilde 1979-1994 arası yurtdışı hizmetlerini borçlansaydı emekli maaşı 1600 TL olacaktı.
Bu düşük maaşın yükseltilmesi son bazı yargı kararlarına göre imkan dahilinde ancak KESİN bir uygulama DEĞİL.
Konuyu şöyle açıklayalım: Yargıtay 10. Hukuk Dairesi önüne gelen ve yurtdışı borçlanmaya dayalı hem SSK maaşı hem de Bağkur maaşı ile ilgili iki davada da 3201 sayılı Kanuna tabi borçlanma sonucu elde edilen hizmetlerin hangi döneme mal edilerek aylık hesabı yapılacağı konularına açıklık getirerek aylıkların yükseltilmesine karar vermiştir. Fakat aynı davaların temyiz incelemesini yapan 21. Hukuk Dairesi ise birbirine çelişkili kararlar veriyor.
21.HD, 14.05.2015 tarihli bir içtihadında yurtdşındaki sigortalılığın başlangıcının tespiti ile ilgili davada mahkemece getirtilecek “…borçlanma belgeleri çerçevesinde Kurumun kabulünden bağımsız olarak, davacının borçlanma başvuruları, tebliğ edilen süre, ödeme miktarı ile ödeme tarihlerini gözeterek..” sigortalının lehine karar vermiştir. Yani SGK’nın borçlanmanızı hangi döneme mal etmesi önemli değil, önemli olan sizin menfaatinize olan dönemlerdir diyor kararda. Ancak aynı 21 HD, 3.3.2016 tarihli içtihadında ise yine yanlış borçlanma sonucu düşük bağlanan SSK maaşının düzeltilmesine karar veren mahkeme kararını “3201 sayılı Kanunun 5/1 maddesi gereğince…….. borçlanma cetvelindeki süreye ait borçlanma bedelinin herhangi bir ihtirazi kayıt konulmadan ödenmesi karşısında eldeki davanın reddi gerekir..” diyerek bozmuş ve kabul etmemiştir.
Görüldüğü gibi Yargıtay uygulamalarında tam oturmamış konudur düşük emekli maaşlarının yükseltilmesi. Ancak gerek Yargıtay 10 HD’sinin gerekse daha önce Hukuk Genel Kurulu kararlarında sigortalı lehine yorum ilkeleri gereğince bu davaların gurbetçimiz lehine kazanılması mümkündür kanaatindeyiz.
Bu nedenle yanlış ve bilinçsiz yurtdışı borçlanma sebebiyle düşük emekli maaşı bağlanan mağdur vatandaşlarımız bize müraccat edebilirler. En azından açacakları böyle bir dava ile aylıklarını yükseltme imkanı yakalayabilirler. Biz de onların bu mağduriyetilerini gözeterek mahkeme masrafları ve avukatlık ücretleri konusunda lehlerine yardımcı oluyoruz.
Bu imkanı değerlendirmek ve daha detaylı bilgilenmek istiyen vatandaşlarımız bizi hafta içi mesai saatleri içerisinde +49 1522 4444405 nolu telefondan arayabilirler.
Av. Şerif Yılmaz/ Osnabrück-Bielefeld