YABANCI ÜLKE İDARÎ MAKAMLARINCA VERİLEN BOŞANMA KARARLARI TÜRKİYE’DE NASIL TANINABİLİR?
Değişik hukuk sistemlerine tabi olan devletlerde aile hukuku uygulamaları da farklılar göstermekte. Örneğin bazı devletlerde boşanmaya mahkemeler yanında idari kurumlar da karar verebiliyor ve bu kararlar geçerlilik kazanıyor.
İşte bu gibi hallerde yani yabancı idari makamlarca verilen boşanma kararları Türk hukuk sisteminde tanıma ve/veya tenfize konu olabilir mi? Olursa nasıl?
Yukarıda da değindiğimiz gibi bazı ülkelerde adlî makamlar (mahkemeler) yanında idari makamlar da boşanmaya karar verebiliyorlar. Danimarka (belediye), Fransa (noter tasdikli boşanma protokolleri), Gürcistan (istisnai hallerde), Kazakistan, Kolombiya, İtalya, Norveç, Japonya (belediye), Azerbaycan (belirli şartlarda), Belarus, Brezilya, Çad (sadece dini evliliklerde), Çin, Estonya, Letonya, Malta, Moğolistan (özel koşullara bağlı olarak), Namibya, Oman (noterler), Portekiz, Özbekistan, Romanya, Tacikistan, Tayland, Tanzanya, Türkmenistan (belirli şartlarda), Tayvan ve Rusya Federasyonu ülkelerinde olduğu gibi. Genelde bu yabancı ülkelerdeki idari makamlar çocuksuz ve/veya anlaşmalı boşanmaya ilişkin karar verirken çekişmeli ve velayete ilişkin taleplerin söz konusu olduğu boşanma davalarına ise mahkemeler karar vermektedir.
Türkiye’de yabancı boşanma kararlarının tanıma ve tenfizi 2675 sayılı kanunu yürürlükten kaldıran 5718 sayılı Milletlerarası Öze Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) hükümlerine göre basit yargılamaya tabi bir dava şeklinde görülür ve karar verilir.
İşte bu kanunun 50. ve 58. maddeleri “Yabancı mahkemeler…” ve “yabancı mahkeme ilâmı…” tabirlerini ifade etmektedir. Dolaysıyla bu maddelere göre Türkiye’de açılacak bir tanıma tenfiz davasının konusu yabancı mahkemenin verdiği kesinleşmiş bir karar olmalıdır. Mahkemeler dışında verilen yabancı idari kararlar (örn: boşanma) tanıma ve tenfize konu olamaz, bu kararlar Türkiye’de infaz edilemez.
Keza Yargıtay uygulamaları da bu yöndedir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 13.04.1995 tarihli ve 3612/4567 sayılı ilamında da belirtildiği gibi örneğin Kopenhag Belediyesinin boşanma kararı bir mahkemede verilen hüküm niteliği taşımadığından tanınması mümkün değildir.
Ancak kanunun bu düzenlemesine ve Yargıtay uygulamasına rağmen 29.04.2017 tarihli mükerrer Resmi Gazetede yayınlanan 690 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Nüfus Hizmetleri Kanununa 27/A maddesi eklenerek yabancı ülke ADLÎ veya İDARÎ makamlarınca boşanmaya, evliliğin butlanına, iptaline veya mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin olarak verilen kararlar TARAFLARIN veya vekillerinin BİRLİKTE bulunulan ülkedeki Konsolosluğa ve Türkiye’de bakanlıkça yetkilendirilen Nüfus Müdürlüklerine başvurması halinde nüfus kütüğüne tescil edileceği hükme bağlandı.
Bu düzenlemenin uygulama yönetmeliği olan „YABANCI ÜLKE ADLÎ VEYA İDARÎ MAKAMLARINCA VERİLEN KARARLARIN NÜFUS KÜTÜĞÜNE TESCİLİ HAKKINDA YÖNETMELİK“ de 7 Şubat 2018 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmıştır.
Buna göre; yurtdışında idari makamda boşananlar boşanma kararının idari yoldan tanınması için BİRLİKTE başvurularını taraflardan birinin yerleşim yeri il müdürlüğüne; Türkiye’de yerleşim yeri yoksa Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Konya, Kahramanmaraş, Samsun, Siirt, Sivas, Trabzon, Şanlıurfa ve Van il müdürlüklerinden birine yapabilirler. Türkiye’de bunlar dışında ilçe nüfus müdürlüklerine başvuru yapılamayacaktır.
Lâkin aynı yönetmelik gereğince yurtdışında idari makamlarca verilen boşanma kararlarının aile kütüğüne tescil işlemlerini yapmak üzere, dış temsilciliklerde ve Bakanlıkça belirlenen il müdürlüklerinde komisyonlar kurulacak ve bu komisyonlarca karar verilecek. Bununla ilgili olarak İçişleri Bakanlığı en son 07.05.2020 tarihli yazısı ile yönetmelik gereğince usul ve esasları belirleyen “Yabancı Ülke Adlî ve İdarî Makamlarınca Verilen Kararların Teciline Yönelik Açıklama”yı 81 il valiliklerine ve Dışişleri Bakanlığına (Büyükelçilik ve konsolosluklar) göndermiştir.
Unutmamak gerekir ki, kararda velayet, nafaka, tazminat, mal rejimi, yargılama gideri v.s. varsa bunlar tanımaya esas alınmaz, bunlar için ayrıca TENFİZ DAVASI açılması gerekir.
Bu yönetmelik ve talimat hükümlerine göre Türkiye’deki nüfus ve vatandaşlık il müdürlükleri ve yurt dışında konsolosluklara tek taraflı başvuru yapıldığında yabancı ülke idari makamında boşanılan eşin de bu başvurudan itibaren 90 gün içerisinde başvurması gerekiyor. Boşanılan eş başvurmaz ise başvuru yapılmamış sayılarak ret edilir. Bu durumda tanıma davası açmak zorunlu olur.
Burada önemli bir nokta da boşanan eşler ayrı ayrı başvurması halinde 90 gün içerisinde her ikisinin de aynı İl Nüfus Müdürlüğüne veya Konsolosluğa müracaat etmesi gerekir. Yani bir eş örneğin Moskova Büyükelçiliğinden müracaat etmiş ise diğer eş 90 gün içerisinde Türkiye’de Sakarya İl Nüfus Müdürlüğüne başvuru yapamaz.
Lâkin ayrı ayrı başvuran ancak 90 günlük süre geçmiş olduğundan başvurusu reddedilen tarafların birlikte müracaat etmeleri halinde başvuruları kabul edilir.
Bu düzenlemeden ve uygulamadan sonra ise 26.03.2020 tarihli mükerrer Resmî Gazetede yayınlanan 7226 sayılı Kanun değişikliği ile Nüfus Hizmetleri Kanununun 27/A maddesine bir fıkra eklenerek yabancı ülke idari makamında boşanan taraflardan birinin ölmüş ya da yabancı olması halinde (bu uygulamada mavi kart sahibi yabancı ülke vatandaşları yabancı sayılmıyor) Türk vatandaşı olan diğer taraf veya vekilinin tek başına başvurusu ile bu kararın da Türkiye’de idari yoldan davasız olarak tanınmasına imkân getirilmiştir.
Kısacası bu düzenlemelere göre taraflardan en azından biri Türk vatandaşı ve çifte vatandaş olanlar;
-BİRLİKTE (veya vekili/vekilleri aracılığıyla) başvurursa,
-Tek taraflı başvuru yapılmasına rağmen diğer eş de bu başvurudan itibaren 90 gün içerisinde başvuru yaparsa,
-Başvuran taraf Türk vatandaşı veya çifte vatandaş olsa dahi yabancı ülke idari makamında boşanılan eş ölmüş veya yabancı uyruklu ise Türk vatandaşının tek taraflı başvurusuyla,
yabancı idari makamların boşanmaya, evliliğin butlanına, iptaline veya mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin olarak verilen kararları idari yoldan tanınmaktadır.
BAŞVURU NASIL YAPILACAK?
Şartları uyan vatandaşlar nüfus kayıtlarına tescilini istedikleri ve durumlarına uygun;
-Yabancı ülke adli veya idari makam kararının usulüne uygun onaylanmış aslı ile noter veya konsolosluk tarafından onaylanmış veya ilgili ülke makamı tarafından Apostil şerhi tatbik edilerek onaylanmış Türkçe tercümesini,
-Bu kararda kesinleşme şerhi yoksa kararın verildiği ülke kanunlarına göre (Örneğin ABD kararları) kesinleştiğine dair onaylanmış belge veya yazının aslı ile noter veya konsolosluk tarafından onaylanmış veya ilgili ülke makamı tarafından Apostil şerhi tatbik edilerek onaylanmış Türkçe tercümesini,
-Kimlik kartı veya pasaport fotokopileri, taraflardan biri yabancı ise kimlik veya pasaportun noter tasdikli Türkçe tercümelerini,
-Başvuru vekil ile yapılacaksa noter/konsolosluk tarafından fotoğraflı özel vekaletnamenin aslı veya onaylanmış aslına uygun örneğini,
-Başvurudan önce yabancı ülke adli veya idari makamlarınca kararla ilgili Türk mahkemelerince verilmiş ve kesinleşmiş bir mahkeme kararı varsa bunun aslı veya fotokopisini,
-Taraflardan biri ölmüş olması halinde, ölüm olayına ilişkin usulüne uygun şekilde onay ve tasdik işlemleri yapılmış belge aslı ile noter veya konsolosluk tarafından onaylanmış Türkçe tercümesini,
ibraz ederek yetkili Konsolosluk veya Nüfus İl Müdürlüğüne başvurularını yapacaklar.
Vatandaşlarımız başvurularını yaptıklarında yetkili Konsolosluk veya Nüfus İl Müdürlüğü ibraz edilen belgeleri inceleyecek ve iki sayfadan ibaret “Başvuru Formunu” dolduracaktır.
Bu başvuru formunun başvuru yapan taraflarca veya varsa vekilleri tarafından bizzat yetkili memur önünde imzalanması gerekiyor. Şayet 90 günlük süre içerisinde taraflar ayrı ayrı başvuru yapıyorsa her biri için ayrı bir başvuru formu dolduruluyor ve kendilerine başvurunun alındığına dair bir “Teslim Fişi” veriliyor.
BAŞVURUDAN SONRA İŞLEMLER NASIL YAPILYOR?
Başvuruyu alan Konsolosluk veya Nüfus İl Müdürlüğü yetkilisi tüm belgeleri inceledikten sonra başvuruyu kendi sistemine kaydediyor.
Konsolosluk veya Nüfus İl Müdürlüğü bünyesinde yönetmelik hükümlerine göre kurulan komisyonlar şayet herhangi bir belge veya imza eksikliği yoksa gündem olması halinde en geç 15 gün içerisinde toplanarak, başvuruya esas yabancı idari makamın boşanmaya, evliliğin butlanına, iptaline veya mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin olarak verdiği kararı;
- Kararın yabancı bir adli veya idari makam tarafından verilmiş olma, (Karar idari bir fonksiyona sahip makam tarafından verilmediyse başvuru reddedilir)
- Kararın usulüne uygun kesinleşmiş olma, (Yabancı ülke mevzuatına göre kararın kesinleşmiş olması şarttır)
- Karar ve talepte tenfize konu hükümlerin olması, (Karardaki tenfize ilişkin örneğin velayet, nafaka, yargılama gideri, tazminat v.s. gibi hükümler tanınmaz)
- Kararla ilgili Türkiye’de açılmış ve halen devam eden bir davanın olmaması, (Tanınması ve tescili talep edilen yabancı idari makam kararı ile ilgili Türk mahkemelerinde daha önce açılıp hükme bağlanan, reddedilen açılmakla birlikte halen devam eden bir dava varsa başvuru reddedilir)
- Kararın Türk kamu düzenine aykırı olmaması noktalarından inceleyip
karara bağlar.
Komisyon başvuruyu (ki başvurudan sonra tarafların ölümü halinde dahi) kabul ederse başvuruya konu bu yabancı idari makam kararı Konsolosluk veya İl Nüfus Müdürlüğünce 7 gün içerisinde aile kütüklerine tescil edilir.
Taraflardan birinin ölü veya yabancı uyruklu olması halinde yapılan başvuru sonucu verilen ve aile kütüğüne tescil edilen komisyon kararının aile kütüğüne tescil edildiğine dair;
Türkiye’de İl Nüfus Müdürlükleri yabancı olan tarafın uyruğu bulunduğu (Örneğin Danimarka) ülke makamlarına bildirilmek üzere durumu yazılı olarak ilgili dış temsilciliğe (Örneğin Ankara’daki Danimarka Konsolosluğu/Büyükelçiliğine) bildirir.
Yine Türk vatandaşı ve ölü olan tarafın ise kanuni yararı bulunan mirasçılarına yazılı olarak bilgi verilir.
Şayet kararı veren Konsolosluk Komisyonu yabancı eşin bulunduğu ülkede ise doğrudan ilgili ülke makamlarına bilgi verir.
Çok uyruklu yani çifte vatandaşlığa sahip vatandaşlarımızın yabancı ülke kimliği ile yaptığı yabancı ülke idari makam kararının tanınması ve tesciline ilişkin talepleri ancak nüfus kayıtlarında çifte vatandaşlıklarına ilişkin açıklamalı kayıt olması ve aynı kişi olduklarının tespit edilmesi halinde mümkündür. Açıklamalı kayıt olmaması, aynı kişi oldukları tespit edilememesi ve çifte vatandaşlığın aile kütüklerine işlenmemiş olması halinde başvuruları reddedilir.
KOMİSYON RET KARARLARINA KARŞI DAVA AÇILABİLİR Mİ?
Nüfus Hizmetleri Kanununun 27/A maddesinin 3 üncü fıkrası ” Bu maddede sayılan şartlar yerine getirilmediği gerekçesiyle tescil talebi reddedilen kararların Türkiye’de tanınması, 27/11/2007 tarihli ve 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun uyarınca yapılır” derken yönetmeliğin 11 inci maddesi de paralel bir düzenleme ile “Yabancı ülke yetkili adlî veya idarî makamlarınca verilen kararların tesciline ilişkin başvurunun komisyonca reddedilmesi halinde; 5718 sayılı Kanun uyarınca yetkili aile mahkemelerine kararın tanınması veya tenfizi için dava açılabilir.” diyor. Yani Nüfus Müdürlüğü veya Konsolosluk tanımayı reddetmişse yetkili aile mahkemesinde MÖHUK hükümlerine göre açılacak bir davaya bizi yönlendiriyor.
Ancak bu durumda yukarıda da izah ettiğimiz gibi 5718 sayılı MÖHUK’un 50. ve 58. maddeleri “Yabancı mahkemeler…” ve “yabancı mahkeme ilâmı…” tabirlerini ifade ettiğinden ve bu kanunda yabancı idari makam kararlarından bahsetmediğinden davamız ret mi edilecek?
Çünkü MÖHUK’taki düzenlemeye göre ADLİ YOLDAN TANIMA ANCAK DAVA YOLU İLE olabilmekte ve bu davalara sadece mahkeme kararları konu olabilmektedir. Burada iki kanun arasında bir çelişki oluşmaktadır.
Yargı uygulamaları zaman içerisinde belirecek olmasına rağmen bizim kanaatimize göre Nüfus Kanununa göre davaların görülmesi gerekir. Zira yabancı idari makam kararının tanınmasını idari yoldan kabul edip, mahkemeye geldiğinde “Hayır bu mahkeme kararı değil, bu nedenle tanımıyorum” demek kanun koyucunun iradesine ve kanuni düzenlemenin amacına aykırı olacaktır. Çünkü yeni kanunun amacı gurbetçi vatandaşımızın işini kolaylaştırmak ve idari makamlarca verilen kararlarında Türk hukuk sistemi içerisinde tanınabilmesini sağlamaktır. Bu nedenle ister beraber başvuru yapılsın ve reddedilsin ister anlaşma olmadan tıpkı mahkeme kararlarında olduğu gibi tek taraflı yabancı idari makam kararına karşı çekişmeli bir tanıma ve tenfiz davası açılsın bu kararlar mahkemelerce de adli yönden tanınmak zorundadır.
Mahkeme ve Yargıtay hangi yolu tercih edecek bunu ileri zamanda göreceğiz ama bizim kanaatimize göre ellerinde yabancı idari makam (Ör: Danimarka belediyesinden) boşanma kararı olanlara ister anlaşmalı ister tek taraflı hemen davalarını açmalarını tavsiye ederiz.
Bu görüşümüzün aksini iddia eden bilimsel görüşler de var. Bunlara göre Nüfus Hizmetleri Kanununun 27/A maddesinin 3’üncü fıkrası yetkili aile mahkemesinde MÖHUK hükümlerine göre açılacak bir davaya yönlendirdiğine, MÖHUK gereğince de sadece mahkeme kararlarının tanınmasının mümkün olması karşısında yabancı idari makam boşanma kararları için bu yönlendirme geçerli değildir. Bu yönlendirme sadece yabancı adli makam yani mahkeme kararlarının tanınması ile ilgilidir.
İkinci görüş ve yol ise daha pratik. Bizim de katıldığımız bazı akademik görüşlere göre yetkili Konsolosluk veya İl Nüfus Müdürlüğü komisyonlarınca kanuna ve hukuka aykırı bir ret kararı verildiği takdirde ret kararının tebliğinden itibaren 60 gün içerisinde yetkili İdare Mahkemesine bu kararın iptali için dava açılabilir. Zira komisyonun verdiği karar nihayetinde idari bir karardır ve yargı denetimine açıktır. yetkili idare mahkemesinde bu açıldığında davalı, boşanılan karşı taraftaki eş olmayacak aksine başvuruyu reddeden komisyonun bağlı olduğu Valilik Makamı veya T.C. İçişleri Bakanlığı olacaktır.
Bu durumda dava karşı eşe ihtiyaç duyulmadan yürütülebilir ve idare mahkemesinden iptal kararı alındığında bu kararla idare 30 gün içerisinde yabancı idari makam boşanma kararının tescilini yapacaktır.
TARAFLARDAN BİRİ VEYA HER İKİSİ ÖLÜ İSE MİRASÇILARI BAŞVURU YAPABİLİR Mİ?
Tek taraflı irade beyanı ile gerçekleşmiş boşanmalar hariç (örneğin İslam Hukuk sistemine göre erkeğin kadını tek taraflı boşaması –Talak-) evliliği sona ermiş kişilerin tescil talebinden önce ölmüş olmaları durumunda yabancı idari makam boşanma kararının tescil başvurusu başvuruda hukuki yararı bulunanlar tarafından yapılabilir.
Bu durumda ölü bulunan tarafın kanuni yararı bulunan mirasçılarından biri ile sağ kalan diğer eşin veya her iki taraf da vefat etmiş ise tarafların her birinin hukuki yararı bulunan birer mirasçısının birlikte başvurması halinde de yabancı idari makam boşanma kararının tescili idari yolla yapılabilir.
Şayet bunlardan biri başvurmuş ise birlikte başvuru yapmaları zaruri değildir. Diğer taraf veya mirasçılardan biri diğer mirasçının başvurusundan itibaren 90 içerisinde başvuru yapabilir.
Ayrı ayrı başvuran ancak 90 günlük süre geçmiş olduğundan başvurusu reddedilen tarafların birlikte müracaat etmeleri halinde başvuruları kabul edilir.
TARAFLARDAN BİRİNİN ÖLMÜŞ VEYA YABANCI OLMASI HALİNDE SAĞ KALAN TÜRK VATANDAŞININ BAŞVURUSU
26.03.2020 tarihli mükerrer Resmî Gazetede yayınlanan 7226 sayılı Kanun değişikliği ile Nüfus Hizmetleri Kanununun 27/A maddesine eklenen yabancı ülke idari makamında boşanan taraflardan birinin ölmüş ya da yabancı olması halinde Türk vatandaşı olan diğer taraf veya vekilinin tek başına başvurusu ile bu karar aile nüfus kütüklerine tescil edilecek.
Aynı değişiklik 30.08.2020 tarihli yönetmelik değişikliğinde de tekrarlanmıştır.
Yani hem kanun hem de yönetmelik hükümlerine göre yabancı ülke idari makamında boşanan taraflardan birinin ölmüş olması halinde başvuru ile birlikte ölüm olayına ilişkin usulüne uygun şekilde onay ve tasdik işlemleri yapılmış belge aslı ile noter veya dış temsilcilik tarafından onaylanmış Türkçe tercümesinin ibrazı, boşanılan eşin yabancı olması halinde ise her hangi bir şart ve belge ibrazı istenmeden Türk vatandaşı olan diğer taraf veya vekilinin tek başına başvurusu tescil için yeterli görülmüştür.
Üst hukuk normlarındaki bu düzenlemelere rağmen T.C. İçişleri Bakanlığının yönetmelik gereğince usul ve esasları belirleyen en son 07.05.2020 tarihli “Yabancı Ülke Adlî ve İdarî Makamlarınca Verilen Kararların Teciline Yönelik Açıklama< adlı talimatında yabancı ülke idari makamında boşanan taraflardan birinin ölmüş olması halinde sağ kalan eşin başvurusunun kabulünü “ölen tarafın hukuki yararı bulunan mirasçılarının tespit edilememesi” şartına bağlaması, boşanılan eşin yabancı olması halinde ise Türk vatandaşı olan diğer taraf veya vekilinin tek başına başvurusunu “Yabancı tarafın ikamet adresinin tespit edilememesi ve herhangi bir nedenle ulaşılamaması” ve “Yabancı uyruklu tarafın başvuruyu kabul etmemesi veya kasıtlı olarak kaçması” şartlarına bağlaması alt hukuk normlarının üst hukuk normlarına aykırı olmaması prensibine aykırı olmakla birlikte kanun değişikliği ile kanun koyucunun Türk vatandaşlarına getirilmek istediği kolaylık amacına da aykırıdır ve uygulamada daha çok zorluklara ve çekişmelere sebebiyet verecektir.
Bu şartların yerine getirilmediğinden başvurusu alınmayan veya başvurusu alınsa bile komisyonca talimattaki sebeplerin yerine getirilmemesi nedeniyle ret kararı verilmesi halinde vatandaşlarımıza tavsiyemiz idare hukukuna aykırı bu işlemin iptali için tebliğden itibaren 60 gün içerisinde yetkili idare mahkemesine dava açılmasıdır.
İDARİ YOLLA YABANCI ÜLKE MAKAMI BOŞANMA KARARI TANITILAMAZSA NE YAPILABİLİR?
İleri zamanlarda Yargıtay, Danıştay ve mahkemelerin adli yol ile tanımanın mümkün olmamasına karar vermesi ve boşanma konusunda anlaşma mümkün değilse (tıpkı tanıma tenfiz davasında olduğu gibi) vatandaşımızın Türkiye’de tek taraflı normal çekişmeli bir boşanma davası açması uygun olur. Bu davada şahit delili ile birlikte eldeki usulüne uygun onaylanmış ve tercüme edilmiş (örneğin Kopenhag Belediyesi) boşanma kararı delil olarak kullanılırbilir. Bu delil yazılı olduğundan davada etkisi büyük olacaktır.
Buradaki tek sorun (ki bu tanıma ve tenfiz davası için de geçerli) şayet karşı boşanılan eş yurtdışında ikamet ediyorsa tebligatların uluslararası yapılma zorunluluğundan dolayı davanın bir yıldan fazla sürmesi olacaktır. Bu durumda vatandaşımızın zamandan başka bir kaybı olmayacaktır.
Yabancı idari makam boşanma kararlarının tanınması ile ilgili olarak idareye başvuru veya dava yolunu tercih eden vatandaşlarımız Avrupa’nın veya dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar bize ulaşabilirler. Gerekli bilgileri aldıktan sonra ihtiyaç olan belgeleri (Vekaletname, Boşanma Kararı) bize bizzat veya posta ile ulaştırdıklarında Türkiye’ye gitmelerine gerek kalmadan başvurularını veya davalarını açıp sonuçlandırıyoruz.
Av. Şerif Yılmaz / Almanya
KONU İLE İLGİLİ AŞAĞIDAKİ VİDEOMUZDAN DA FAYDALANABİLİRSİNİZ